Piramitleri insanlar mı yoksa başka bir canlı mı yaptı?

Piramitlerle ilgili pek çok iddia ortaya atıldı. Elektrik santralı olduğunu söyleyen, bugünün bile ilerisinde bir teknolojik araç hatta uzay gemisi diyen bile çıktı. Safsata safsatayı çağırdı. Erich von Däniken ve onun gibi birkaç şarlatanın bu hususta ortaya attığı safsatalar hatırı sayılır bir kitlece benimsendi, gerçekmiş gibi kabul edildi.

Safsataları üretenlerin en temel önermesi “Bu yapılar çok mükemmel ve insanlar tarafından yapılamaz” idi. Birçok insan bu önermeyi sorgusuzca kabul ettikten sonra zokayı yutmaları kolay oldu. Ne olursa olsun bu yapılar insanlar tarafından inşa edilmiş olamazdı!? Halbuki bu yapılar mükemmel olmadığı gibi basbayağı da insanlar tarafından yapılmıştı ve orada duruyordu.

Safsatanın kabulünde insanoğlunun psikolojik ve kültürel durumunu da hesaba katmak gerek. Olayları ve olguları olduğu gibi kavrayıp değerlendirmek daha kolayken metafizik güçlerin rol aldığı, mistik ve fantastik bir havanın hâkim olduğu anlatılar insanoğlu için daha çekici. Hayal gücü anlatıya sınırsız bir gelişme alanı açarken anlatanı kanıt yükünden kurtarıyor. Üstelik dinleyenin de böyle bir talebi yok. Her türlü istismara özellikle tamamen duygusal olanına sonuna kadar açık.

İNSANLIK HALİ

Hayal gücünün enginliği edebiyat ve türlü sanat alanında çok başarılı sonuçlar veriyor; üstelik ben de bunların çoğunu severim. Örneğin Yüzüklerin Efendisi kitabını zevkle okudum filmlerini aynı zevkle izledim. Hangimiz masal sevmez? Ama burada konu piramitler. Gerçek ve Mısır tarihinin bir parçası yani fantastik bir evrende geçmiyor olay! 

Mimaride o dönemdeki birikimin ve teknolojik seviyenin bu sonucu doğurduğu bilimsel bir gözlükle olaya yaklaşıldığında kolayca kavranabilen bir durum. Zira taşıyıcı sistemlerin henüz gelişmediği bir sırada üretilebilecek yapı biçiminin başka da bir şey olamayacağı açık. Taşıyıcı başka bir eleman olmadığından yapı malzemesi üst üste yığılarak ve birbirine yaslanarak yüksek yapı elde edilmiş! 

Dahası bu yapılar mükemmel falan değil. Hesap hataları nedeniyle inşa sırasında çökenler olmuştur ki bu da “insanlık halidir”. Ve tabii mimarlar ilahi bir esinin tesiriyle bir sabah kalkıp bir anda tasarlamadı bunları. Yüzyıllar içinde biriken, gelişen mimarlığın ve teknolojinin bir sonucuydu bu. Mısır’daki öteki dünya inancıyla birleşen mezar yapımındaki mimari ve teknolojik gelişimin piramide ulaşması hiç de şaşırtıcı değildir. Mısır’da piramitler öncesinde üretilen mastaba adlı yapılar piramitlere doğru gelişim seyrinin önemli bir ayağıdır. Kral Zoser için tasarlanmış ve bilinen ilk piramit olan “Basamaklı Piramit” geleneksel mastaba olarak başlamış, üst üste inşa edilen mastabalardan elde edilmiştir. Mimarı İmhotep için dâhi nitelemesi yerindedir. Gize Piramitleri ise Basamaklı Piramit’ten yaklaşık 100 yıl sonra inşa edilmiştir. Piramitler dönemine göre devasa yapılardır, mimarinin ileri örnekleridir, önemli eserlerdir... Doğru ancak bu onları uzaylıların ya da başka birilerinin yaptığı anlamına gelmez. Düpedüz Mısırlılar yapmıştır!

Piramitler, Mısır’ın Eski Krallık adı verilen ilk döneminde üretilmiştir. Ondan sonraki üç dönemde üretilmedi. Ama mimarinin uygarlık tarihinin merkez üssü olduğunu ve mimarideki gelişimi tutarlı bir akış içinde gösteren birçok tapınak inşa edildi. Hem daha güzel hem daha gelişmiş! Örnek Luksor ve Karnak tapınakları. Piramitlerle ilgili Daniken imzalı ya da esinli safsataları dillendirenlerin ağzına Anubis’in asasıyla vurun!