Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da, Anadolu’ya-1

Millî Mücadelenin Atatürk tarafından dile gelen hikâyesinin ilk cümlesi, “1919 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım” ile başlar. Diğer bir deyişle, 19 Mayıs 1919 “Millî Mücadele”nin fiilen başladığı tarihtir. 19 Mayıs bir başlangıçtır; fikir ve karar sahibi Atatürk’ün hedefine varan yolda attığı ilk adımdır. Şevket Süreyya Aydemir'e göre:

“Mustafa Kemal’in yeni hayatı, yeni âlemi, onun, 1919 Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun kıyısında Anadolu karasına ayak basmasıyla başlar, yani onun zuhurunun, hem kendi kaderine, hem milletimizin tarihine, hem çağımızın akışına, çeşitli yönlerden yön ve şekil veren safhası o gün, orada ve Mustafa Kemal’in Samsun kıyısına ayak basmasıyla başlamıştır.”

Atatürk’ün emperyalizmin Anadolu’daki kötücül emellerine son vermek üzere Samsun’a ulaştığı 19 Mayıs 1919 gününü, “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutluyoruz. Günümüz gençliği, 1919 yılında “Bütün ümidim gençliktedir.” diyen Atatürk’e ve onun eserine sahip çıkıyor mu? Bunun irdelenmesinin yapılması gerekir. Bu makalemde önce Atatürk’ün Samsuna çıkışını ve daha sonradan da O’nun güvendiği gençlere söylediklerine yer vereceğim.

1 S¸ubat 1931 I·zmı·r Kız Lı·sesı·’nde

Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’daki karabasanı kaldıracak çözümü önceden kendi kafasında belirlediğini ve arkadaşlarıyla paylaştığını biliyoruz. Ancak, Bandırma vapurunda bulunan 23 kişinin, onun yapacaklarından hiç haberi yoktu. Mustafa Kemal Paşa, daha ata ocağı Selanik’in savaşmadan düşmana teslim edilmesini hazmedemeden, Anadolu’nun aynı düşman tarafından işgal edildiğini görmüştü. O günlere bir anı ile geri dönelim. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da bir süre çalıştıktan sonra kentin postanesine gider. Görevli PTT memuru o günü söyle anlatır:

“Hava yağmurlu ve elektrikliydi. O zamanlar paratoner sistemi olmadı­ğı için telleri toprağa vermiştim. Saat gece yarısına yaklaştığı bir anda kapıdaki nöbetçi koşa koşa geldi, bir haber verdi. Mustafa Kemal Paşa geliyor. O sırada, Mustafa Kemal Paşa tek odadan ibaret telgrafhaneye girdi. Ayağa kalktım.

‘Buyurun Paşam.’

‘Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerekiyor’ dedi.

‘Hava elektrikli, telleri toprağa verdik, sizi görüştüremem’ dedim. Mustafa Kemal Paşa:

‘Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilidir. Muhakkak görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur’ dedi.

Ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin üzerine koydu. Benim için telleri devreye sokmaktan başka yapacak bir şey kalmamıştı.

‘Sen ölürsen ben de ölürüm’ dedi.

Elimi bırakması için söylediğim ısrarlı sözlere aldırmadı, elimi uzun süre bırakmadı. Önce Havza'yı aradım. Derhal cevap geldi. Nöbetçi memur, Kemal Paşa’nın adamlarının emir beklediklerini söyledi. Paşa şifreli bir not verdi, yazdım. Gelen şifreli cevaba elimi bırakmadan baktı. Bir kâğıda çabu­cak şifreli bir şeyler yazdı. Havza’ya iletmemi söyledi. Amasya ile de istediği konuşmayı yaptı, sonra;

‘Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu’ dedi ve beraberindekilerle gitti. Birden aptallaşmıştım. Oturduğum yerden kalkamadım. Mustafa Kemal Paşa hayatını ortaya koyan bir kişiydi. Fes kapmaya, mevki elde etmeye gelmiş biri olamazdı. O bir gerçek vatanseverdi, Atatürk’e hayranlığım yağmurlu bir gecede böyle başladı...”

O anı, Mustafa Kemal’in kurtuluş mücadelesinde önemli anlardan biriydi. Atatürk’ün, 19 Mayıs anma, Gençlik ve Spor Bayramını gençlere neden armağan ettiğini anlatacağım.

19 Mayıs 2024

Ahmet Gürel