Bu kavgada FETÖ yok, taktikleri var. Bu kavgada başka partililer yok, iktidar ortağını da kapsayan girişimler var.
İddiaların odağına eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel kalemi Hasan Doğan ismi konulunca hafızalar daha önceki bazı olayları anımsıyor. Bu iki ismin soruşturmalara dahil edilmesi için birtakım yargı ve Eemniyet görevlilerinin harekete geçmeleri yeni değil. Eski Bakan Bozdağ’ın bu konuda kamuoyunu bilgilendirmesi daha net aydınlanma sağlayacaktır.
NİYE BOZDAĞ VE DOĞAN?
İlk olarak yargı bürokrasisine bakmakta fayda var. Yargı bürokrasisi, FETÖ tasfiyelerinin ardından farklı grupların baskısı altına girdi. Bu gruplar arasında mücadele başladı. Bu gruplar tahmin edileceği gibi cemaat ve tarikat yapılanmaları ağırlıklı. Bunların dışında gruplar yok mu, tabii ki var. Son Yargıtay Başkanlığı seçimlerinde de bu çekişmelerin etkileri bir ölçüde görüldü. Ancak Yargıtay Başkanlığı’na seçilen Kerkez’in bir özelliği var: Zamanında FETÖ’nün yoğun olarak saldırısı altında kalmış. Dinsel gruplara mesafeli. Seçimlerin bu kadar uzun sürmesinin bir nedeni de dinsel grupların hesapları olabilir mi, o yönde izlenim var.
Sorunun yanıtına dönecek olursak… Bozdağ, bu yapılanmalara Erdoğan’ın bilgisi dahilinde müdahale etti. İddia o ki, AKP bürokrasisinde yer alan bu gruplardan birinin aşırı yükselişini sınırladı. Bu girişim Bozdağ’ın hedefe konmasına neden oldu. Erdoğan’ın özel kalemi Doğan’ın hedef olmasının nedeni de, cumhurbaşkanının talimatlarının bizzat onun kanalıyla çıkması ve uygulanması olarak gösteriliyor. Bu kadar masum da olmayabilir, Erdoğan’ın doğrudan hedef alındığı da düşünülebilir
Ancak daha önce benzer girişimler bariz bir şekilde “suç” oluşturmasına karşın, belli sorumlulara “kısmi cezalar” verildi. Şimdi İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın açıklanacağını belirttiği soruşturmayı ve yargının vereceği kararları bekleyeceğiz. AKP bu dinsel grupların kavgalarını ne ölçüde cezalandıracak, ne ölçüde uzlaşma sağlanacak ortaya çıkması lazım.
MHP BU KAVGADA VAR MI?
İktidar ortağının tarikat ve cemaatlere yönelik tavrı kategorik olarak net. Bürokraside bu tür yapıları istemiyor. Gerekçesi de anlaşılabilir. Bu genel tutumu nedeniyle bazı MHP’lilerin soruşturmaya dahil edilmek istenmesi sonucunu ortaya koyuyor. MHP lideri Bahçeli’nin kamuoyuna açık bazı değerlendirmelerinde cemaat ve tarikat yapılanmalarına karşı tutumunu dile getirme yaklaşımını kapalı toplantılarda da vurguladığı söyleniyor. Bu genel tutum, kavga eden grupların hedefi olmasına neden oluyor.
BU MÜDÜRLER KİM?
Bozdağ, Doğan ve bazı MHP’lileri hedef aldıkları iddia edilen polis müdürlerine ilişkin içişleri incelemesinin sonuçları önemli olacak. Haklarında açılan davaların gerekçesi çok ağır. Ancak bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor. FETÖ’cü darbe girişiminin ardından bütün Emniyet kadroları çok kez elekten geçti ve tamamen AKP’li iktidarla uyumlu çalışabileceklerden seçildi, istihbaratın her türlü süzgecinden damıtıldı. Yargının tespit etmesi durumunda, suçu işleyenlerin geçmişini, aidiyetlerini bu iktidardan ayırmak olanaklı değil. Erdoğan’ın iktidarının 22. yılında hâlâ “Bürokratik vesayet” vurgusu yapması hazin. Kukla, kuklacı, oyun yazarı vurguları ise ülkeye karşı hangi grupların manipüle edilebileceği gerçeğini acı bir gerçek olarak ortaya koyuyor. Bir gerçek de “devlette güç kazanmaya çalışan grupların hiçbir zaman vazgeçmediği” saptamasıdır.
Bir diğer konu İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın düştüğü durum. Her sabah operasyon duyurularına uyandığımız Yerlikaya, sorumluluğu altındaki kadroların uygulamaları nedeniyle bir anda çok zor durumda kaldı.
Memurun, bağlılığını devlete değil de farklı gruplara göstermesi Türkiye’nin yaşamsal sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Kolluk ve yargı görevlilerinde bu sorun daha da büyüyor.
Geçmişteki vahim girişimleri küçük cezalarla geçiştirilen bu gruplara bu sefer hoşgörü gösterilmeyecek gibi…
GÜNDEM
10 Kasım 2024SPOR
10 Kasım 2024GÜNDEM
10 Kasım 2024SPOR
10 Kasım 2024SPOR
10 Kasım 2024GÜNDEM
10 Kasım 2024GÜNDEM
10 Kasım 2024